3 Kasım 2011 Perşembe

Sıcaklık, mühim bir etkendir

Gözlerimi yormayı pek sevmezdim. Kala kala 3-5 tane kalmış kirpiklerime sürdüğüm rimel bile çok değerli gözlerimi yormaya yeterdi de artardı bile. Odamın ışığını loşlaştırmam, işte tam da bu yüzdendi. Çalışma masamın üzerini oldukça gereksiz nesneler işgal ediyordu, bu nedenle de inanılmaz bir yer sorunu mevcuttu, fakat aldırış etmedim. Çok seksi olduğunu düşündüğüm bilgisayarımın önünde otururken, tam da bu sorunu düşünmek için çaba harcamaktaydım. Bu sırada yan taraftaki komidinimin üzerinde bulunan grimsi-yapışkan bir cisme gözüm ilişti. Cisim etrafı ısıtıyor, aynı zamanda da üzerinden dumanlar çıkartıyordu. Ne zaman yakmış olduğumu unuttuğum sigaramdan bir nefes çekerek, kendi oluşturduğum dumanlarla grimsi-yapışkan-cisim’den çıkan dumanlar arasında bir ahenk yaratmak istercesine üfledim.

-“sanırım masamda yer kalmadığı için koydum seni buraya” dedim.

-“vıcık vıcık” diyebildi sadece bana.

Bu esnada sevgili dostum İlhami gelmiş, koltukta oturmaktaydı. Yapabileceğim en iyi şey ona bir fincan çay ikram etmekti. Daha fazlasını yapmak istesem de yapamadım. Bir süre sadece bakıştık, sonra çekti gitti.

Yorgun gözlerimi grimsi-yapışkan-cisim’den çevirip tekrar ekrana odaklamaya çalışırken, elimdeki amaçsız sigaraya bakarken yakaladım kendimi. Kendimi, sürekli bilinçsiz bir şekilde bir şeyler yaparken bulmam beni rahatsız etti. Ekrana bakmaktan vazgeçip tekrar nesneye doğru yönelttim kafamı.

-“madem seni çıkarıp, üzeri pek de dolu olmadığı için seni taşımanın haklı gururunu taşıyan komidinimin üzerine koydum, o halde sadece hissetmekten başka yapabileceğim hiçbir şey yok” dedim.

-“vicuvk” etti.

Bu noktadan sonra diyeceklerim, yaşadıklarımı pek de anlatmaya yetmez. Zira hissettiğim, insanlığın daha önce hiç deneyimlemediği bir hissiyattı. Tek sorun, grimsi-yapışkan-cismin beni kontrol altına almak istercesine çıkardığı dumanları solumaktı, çünkü bir nebze olsun içimdeki insanı hatırlatıyor, dolayısıyla hissiyatıma gem vuruyordu. Bunun üzerine onu komidinin üzerinden aldım ve biraz soğuması için buzluğa koydum. Odama geldim ve yere oturdum. “Şu anda yeniden hissetmeye hazırım” dediğim esnada, oldukça özel anlamlar yüklemiş olduğum hissiyat geri geldi ve biraz muhabbet ettik, biraz seviştik. Şunu belirtmek isterim ki, bu esnada zamanın yatay eksendeki lineer ilerlemesinden dikey olarak çıkmış bulunmaktaydım.  Bu yüzden gerçekte ne kadar süre geçti bilmiyorum...

Bir süre sonra, yani yeterince tatmin olduktan sonra, acıkmış olduğumu fark ederek mutfağa yöneldim ve buzdolabını açtım. Buzluğa koyduğum grimsi-yapışkan-cismi hatırladım ve panik halinde buzluğu açtım. İşte orada, oldukça katılaşmış ve soğuk bir halde duruyordu. Hemen aldım ve ısınmasını beklemeden ait olduğu yer olarak düşünülen kafamın içine geri koydum.

Bu hamlemden sonra, yapılacak tek şeyin sadece uyumak olduğunu düşünebildim ve daha fazla düşünemeden yatağıma yöneldim.