24 Mart 2012 Cumartesi

DÖNÜŞÜM

Bölüm 1:

"Seferler ve kerelerle yaşarsın. Keşke zehirinden içip yıllarca sürünürsün. Yerlerde kıvrandığını fark ettiğinde üzerine kabuklar geçirmekten alıkoyamazsın kendini. Kabuklardır seni yeniden dimdik ayakta tutan. O sert, seni dimdik tutacak kabuk, senin zırhın olur. Başlarda yumuşaktır tabiki de. Ne kadar çok sefere çıkıp keşke zehiri içersen o kadar kalınlaşır o kabuk."

Bölüm 2:

"Belki, peki ya sana panzehir olarak sunulur. Belki senin zırhında delikler açmaya başlar. Bilemezsin ki zırhının belki'ye dayanıklı olmadığını... Hemen ardından üzerine bir kabuk daha geçirmenin vakti, kalbinden çıkan kocaman bir meydan saatiyle sana hatırlatılır. Yeterince tecrübe edindiğinden çok da zor olmaz bu."

Bölüm 3:

"Bu sefer üzerinde tabaka tabaka kabuk vardır. Her bir tabakanın kalınlığı, geçirgenliği, soğurma katsayısı, iletkenliği değişiktir elbette. Fakat tüm bu katmanlar seni korunmak istediğin her şeyden korur. Bir çok dönüm noktasından geçmiş, bir çok seçimini yakmış, kendini yüce hakimler karşısında yargılamış bir şekilde dimdik, korkusuz, sert ve güçlü bir şekilde hiç olmadığın kadar mutlu işte oradasındır! Etrafına neşe saçarken aptal yüzünde hiç bir tereddüte yer yoktur. Görünmek istediğin gibi birine dönüşmüş olarak son hızla yaşamını sürersin."

Bölüm 4:

"Bazı günler yatmadan önce kabuklarını tek tek çıkarmaya başlarsın. O kocaman zırhın içerisinde ne kadar çok süre kalırsan o kadar güçleneceğini varsaymışsındır fakat öyle olmaz. Hatta öz sen'i bile bulamazsın orada. Düşüncelerin artık zırha ihtiyaç duyar. Nefes almak için, düşünebilmek için, bazen hissedebilmek için bile  oluşturduğun ve artık bağımlısı olduğun o lanet zırhı geri kuşanman gerekir."

Son:

"Üzgünüm, bu dönüşüm tersinir değildir."

20 Mart 2012 Salı

İlk Baharı Sevmiyoruz Ne Var?!



Haftalardır ne yazasım var ne de düşünesim. Bu cümleden sonra "bok gibi" olduğumun belirtilmesi beklenir fakat "o kadar çok mutluyum ve o kadar her şey yolunda ki, benden daha iyi durumda kimse yok" düşüncesi son bir kaç haftadır -belki ay oldu hesaplayamadım, tüm bedenimde horon tepiyor. "böyle düşünmek suçmuş" hissiyatı her ne kadar arada bir karnımın içinden kafasını uzatıp selam etse de tepilen horonların altında ezilmekten geri kalmıyor.

Göreli olarak uzun veya kısa denilebilecek bir süredir yatalak hayatındaydım. Yeniden yaşamaya alışmak zor bir süreç, kaldı ki düşünmekten baş ağrısı, yürümekten bacak ağrısı, kol ağrısı, boyun ağrısı vb yapabiliyor. Yaşamaya yeniden başlamak ciddi anlamda kas ağrılarına yol açıyor ve "yüce tanrımız oysaki yorgun değilim" diye düşünürken günler sonra o yorgunluk tepemize çöküveriyor. Hele bir de bahar geldi, hasta olmak ve olmamak arasındaki sıkıntılı gel-git süreci, insanın hangi durumda olduğunu kestirememesine neden oluyor. Bir gün ağız ile burun yer değiştirip kulaktan beyin akarken, diğer gün turp gibi olmak ve bunun sürekli tekrarlanması  bahar mevsimine ardı arkası kesilmeyen küfürler etmemize sebebiyet veriyor. Yorgunluktan, bitkinlikten ve hal belirsizliğinden ötürü meydana gelen üşengeçlikten bahsetmek dahi istemiyorum, zira bu hususa karşı oldukça sinir doluyum. Üşengeçlik bedene bürünüp bir zat olarak karşıma çıksa yemin ediyorum ağzını yüzünü dağıtır beynini patlatırım. Önümüz yaz, sıcaktan gebericez o ayrı konu. Kışın donuyoruz zaten. En şahane mevsimin sonbahar olduğunu bir kere daha huzurlarınızda kanıtlayıveriyorum böylelikle. Zira ılık hava ve geberen haşeratlar neşemize neşe katıyor. ^_^

Kısacası bahar mevsimi 'ne idüğü belirsiz' bir mevsim olduğundan, insan psikolojisi üzerinde de 'ne idüğü belirsiz' bir hava yaratıyor. Bu 'ne idüğü belirsizm' de insanın nasıl bir ruh hali içinde olduğunu kestirememesine yol açıyor haliyle. Yıllarca araştırmaya gerek yok bu durumu. Gayet açık ve net bir biçimde ortada. 

Sonuçta gene nerden nereye vardığımı anlamadığım bir biçimde, mevsimlerin mühimmiyatı üzerine parmak basmak istedim. 

not: Bu arada kızlar ne kadar renkli renkli cıvıl cıvıl maşallah ya valla o.O
not2: Ay ekinoksa da az kaldı çok heyecanlı değil mi? Günler de uzuyor falan <3