23 Aralık 2016 Cuma

/\_mini tartışma_/\


Belki de söylemek istediklerim vardı ve bu söylemek istediklerimi ne şekilde söyleyeceğimi bilemiyordum. “nasıl”ı bir türlü kafamda oturtamamam, bir takım sorunlara sebebiyet veriyordu. Veya vermiyordu, sadece gerginlik nedeniyle tüm bunların sorun olduğunu düşünüyordum.

Herkes istediğini hissetmekte serbest,
Ben kendim olmakta serbestim,
Peki bu gerginlik neyden kaynaklanıyor?”

Gerginlik, herhangi bir kuvvet uygulandığında ortaya çıkmalıydı. Duyguların yoğunluğu kuvvetin şiddetini belirlemekteydi o halde. Kaçınılan duygular bariz bir etki kuvveti iken, sanırım gerginlik ise bu koşullar altında tepki kuvveti oluyordu. Bazen bu kuvvetlerin bileşkesi bir cisim olan beni bir yerlere taşıyor, alan içinde hareket eden yüklü bir parçacık gibi davranmama neden oluyordu. Bazense, tüm kuvvetlerin bileşkesi sıfır oluyor, boşlukta kalakalıp varlığımı sorgulatıyordu.

Herkes bir yerlerde varoluşuna anlamlar yüklemeye çalışırken, ben bu anlamların hiçbirinde varolamıyordum. Peki o halde bu cismani varlığımı açıklayacak bir teori var mıydı?”

Mutlak sıfırın herşeyi kapsadığı bir evrende istediğim kadar gerileyim, hiç bir tesiri olmayacaktı. Herşeyler kümesinin içindeki bir takım şeylere dokunurdu elbet fakat sonuç yine sıfırı vermeyecek miydi? 1 olma hali ile 0 olma hali arasında bir fark göremiyordum. Sanırım gözlüğümü değiştirmenin vakti gelmişti. Tüm bu manasız tartışmaların sebebi, bir türlü değiştiremediğim gözlüklerimdi!...


Suçlu bulundu, tartışma kapanmıştır.