15 Mayıs 2011 Pazar

Böyle de saçmalarım!

Bazen katıla katıla gülüyorum. Gülmekten karın kaslarım feci çalışıyor ve gözlerimden yaşlar geliyor. Kahkaha seslerim, bol gürültülü İkarus'un sesini bastırıp azar işitebileceğim ölçüde olabiliyor. Öyle bir azar ki, ona bile gülmekten kendimi alıkoyamıyorum. Sinirlenince bile gülüyorum. Hatta mutsuzken bile aptal yüzümden gülümseme hiç eksik olmuyor. Neyse ki gülmek ömrü uzatıyormuş buradan kurtarıyorum :)


Bir de unutuyorum. Kime ne zaman nerede ne dedim hatırlayamıyorum veya her şey birbirine giriyor. X kişisine, "bir ara hede hödö yapalım" dedim mesela; aradan 3 saat geçince Y kişisine "hede hödö yapacağız ya onu vada vuda ile harmanlayalım" dediğimde, Y kişisi bana dehşet içerisinde bakabiliyor. Ve ben inatla Y kişisini 3 saat önce hede hödö dediğime ikna etmeye çabalıyorum. Sonra acaba bunu Z kişisine mi dedim yoksa W kişisine mi hepsi birbirine girebiliyor.

Tüm bu olup bitenlerin beynimde çok fazla hücre olmamasına bağlıyorum. Hayatım böyle dangalakça geçerken de derslerimin güzel geçmesini de şu şekilde açıklayabilirim. Ders dinlerken veya sınav öncesi, kendimi sen süpersin acayip zekisin aslansın kaplansın şeklinde gaza getirdiğim vakit, her bir şeyin üstesinden gelebiliyorum. Lakin şöyle de bir şey var ki (ne kadar çok "şey" dedim evet), harika bir teori üretiyorum bir konuda mesela ve bunu heyecanla çevremle paylaşıyorum ki ne kadar zeki ve yaratıcı olduğumu görsünler. Sonra benden daha zekileri (ki bunlar herkes oluyor) hop diye bu teorimdeki eksiklikleri buluyor ve kendime olan gıcıklığım had safhaya gelebiliyor.

Yanlış anlaşılmayı engellemek için tüm bunların isyan olmadığını da belirtmek isterim. Gerçi istediğin kadar yanlış anla umrumda da değil açıkçası.

Ayrıca katıla katıla güldüğüm anların üzerinden birkaç zaman geçtikten sonra, bir anda çöküverebiliyorum evet. Bunun nedenleri üzerinde epey bir düşündüm ve bunu burcuma bağladım salak gibi. Bilim insanıyım ve burçlara inanmıyorum evet. Çelişki mi arıyorsunuz, zıtlık mı arıyorsunuz? Buyrun hepsi bende mevcut. Adeta çelişkilerin ve zıtlıkların Tanrısıyım ben evet.

İşte her zaman olduğu gibi nasıl başladığımı unuttum yazıya ve nasıl bitireceğimi de bilemedim. Neyse ki bitirmem gerektiğini hissettim. E bu da bir şey. Hayırlı geceler dilerken, bol bol gülmenizi salık veririm...

Hiç yorum yok: