23 Mayıs 2011 Pazartesi

gece olduğunda insan korkabilir...

Gecenin tam ortasında lambaların aydınlattığı yolda, çevresinden çekine çekine yürüyordu. Güvenilir yerler değildi oralar, bin bir türlü ayyaş, sapık, tecavüzcü, gaspçı, dolandırıcı, keş olabilirdi, özellikle o saatte. Kafasını başka düşüncelere verdi ve sokak lambalarının hafiften aydınlattığı yolda yürümeye devam etti.

Düşüncesinde bir kedi vardı. Çekik sarı gözleriyle kendisine bakıyordu. Kediyi beyaz olarak hayal etmişti ama çok da üzerinde durmadı. Ansızın kedi gülmeye başladı. Güldüğü zaman insan dişlerine sahip olduğunu fark etti kedinin. Bu imkansızdı. Kedi kahkaha atıyordu. "Hayır" dedi, "Bu benim düşüncem, hayalim sadece". Bir noktadan sonra bunu kontrol edemez oldu. Beynindeki kedi kahkahası onu tir tir titretiyordu. Artık yolda her hangi bir insan olsa, koşup sarılacak raddeye gelmişti. Kontrol mekanizmasını kaybetmiş bir şekilde hızlı hızlı ilerlerken etraf da bir anda kararmıştı. Yürüdüğü yolda şimdi sokak lambası yoktu. Onun yerine bir çöp tenekesi vardı. Çöpler etrafa saçılmıştı. Kafasındaki kahkahayı bir nebze olsun azaltabilmiş, şimdi de neden insanların çöpleri tenekenin içine değil de sağa sola bıraktığını düşünüyordu. 

Birden onu gördü ve dehşete düştü! Sapsarı gözlerini kendisine dikmişti. Şimdi beyninde saf korku vardı. Ne bir düşünce ne de bir hayal... Gördüğü şeyin gerçekliğinden emin olduğu anda öne doğru bir adım attı. Şimdi korkan diğeriydi. Korkup kaçmıştı. 

Yüzüne bir gülümseme yerleşmiş bir şekilde, artık sokak lambalarının aydınlattığı yolda durağa doğru yürümeye devam ediyordu. "Ne tuhaf" diye düşündü. "Gerçeklikte olan korkularımla başa çıkmak için sadece bir adım atmam gerekiyormuş" dedi kendi kendine. 

Sokaklarda bir kaç insan kendini göstermişti ama artık onlardan da zerre etkilenmiyordu. Ne de olsa öne doğru bir adım attığında kendisinden korkup kaçabilirlerdi. En olmadı, mücadele eder, kendini korumasını bilirdi.

Artık korktuğu tek şey düşünceleri olmuştu....

Hiç yorum yok: