7 Temmuz 2011 Perşembe

Tasvir-i Mülakat

Bekleme salonunda benle beraber dört kişi daha vardı. Hepimiz de hayatlarımızı daha da zorlaştırmak için çılgınlar gibi can atıyorduk. Bir bakıma hepimiz birer mazoşisttik. Salona gelmeden önce henüz kafama dank etmediğinden mütevellit, değişik duygular içinde değildim, lakin pembe koltuklar ve üzerimdeki 'ciddi görünme çabam', taşikardimi başlatmıştı. Oracığa kusabilirdim, pembe koltuklara işeyebilirdim ve kimse de bunu garipsemezdi. Gereksiz bir aritmiydi bu, akla mantığa sığmıyordu. Fakat hepimizin içinde vahşi bir onaylanma, kabul görme arzusu vardı.

Kurban olarak ilk beni seçtiler. İçeri girdiğimde bedenim oracıkta can verme isteğiyle yanıp tutuşuyordu.

Y: "Niçin, neden" sorularını yöneltti
A: "Ne yapıyorsun, yapacaksın?" diye sordu.
Y: "Bizler sadistiz ve senin de mazoşist olmanı bekleriz" diye belirtti.

Bu kısa muhabbetten sonraysa işler çığırından çıkmıştı. Düşüncelerini anlayabiliyordum adeta.

M: "..bla bla.. [ lan salağa bak bunu da önümüze koydular işte biz de salak saçma sorular soruyoruz. Nasıl da bilemiyor ahah. Sanki ilerde bi' bok olacak da gelmiş burada bir de özene bezene giyinmiş süslenmiş mal bebe. Benim zekam ve bilgimin yanında bunlar ne ki peh... Bari dalga geçeyim de havam olsun ] ... bla bla..."

F.T. : "...bla bla... [ Ay öğlen yemeğinde çok kaçırmış olabilirim, neyse akşama yemeyeyim de şeklim bozulmasın. Aa ayol bilemiyor sanki bu da. Ama giyim tarzını beğendim dur bir şeyler sorayım da maymun olsun azcık ] ... bla bla..."

Y: "...bla bla... [ Bizim prestijimize yakışır mı bilemedim fakat isteklileri de kaçırmamamız lazım. Çok fazla kasmayayım da ne de olsa bizden çıkma işte beyni akmış, buna da şükür ]... bla bla..."

F.Y. : " ...bla bla... [ Lan ben niye buradayım of ne sıkıcı yareppim böyle aptal insanlarla uğraşmak. Bir an önce bitse de odama gidip müzik açsam şu fenerin son durumlarını bir okusam. Tipe bak ya mal ] ... bla bla..."

A. : " ...bla bla... [ Hevesli, istekli evet ama disiplinli değil. Ah bir de bu kadar heyecan yapmasa yavrum. Zeki olduğunu biliyorum, zaten tanıyorum da. Alanında da bilgili fakat bunlar yetmez maalesef. ] ... bla ^.^ "

Ellerimin son hız titrediği noktada Y.'nin "Ne de olsa bizden çıkmasın, seni tanıyoruz" demesiylen kendimi bir dışarı atmışlığım var, sanki 2 dakika önce yaşadıklarımın hepsi hayal ürünüydü. 

Bunu da atlattıktan sonra teslim etmem gerekenleri de hallettim ve bir kaç ibiş beni teleportasyon merkezine götürüp arkamdan el salladılar. Uzun zamandır arkamdan el sallayan olmamıştı, feci şekilde huzur doldum. Acayip maceralı geçen yolculuktan ve dolmuşçu amcalarla kanka olduktan sonra şükrederek yuvama döndüm.

Şimdi sıra, beklemekteydi...

Hiç yorum yok: