20 Haziran 2011 Pazartesi

arafta

suçu, imkansızlığına inanmamdı. beynimin içindeki küçük hücresinden serbest kalmış, ete kemiğe bürünüp kaçmayı başarmıştı. koğuşunun içinde milyonlarca puzzle parçaları bırakmıştı ardında. nasıl yapacağımı bilmiyorum.

dayanmam için bana güç ver, sabır ver, akıl ver. flaş!

milyonlarca parçanın birleştirilmesi için kılavuz bile bırakmadı ardında. 

başa çıkabilme mekanizması olarak bana düşünmemeyi ver. flaş!

boşluk ve karmaşa, aptal beynimin içindekileri anlatmaya yetiyor sanırım. gözlerimin önünde koskocaman tombul bir soru işareti var. yakında mitoz bölünecek hissediyorum. işte o zaman durum oldukça vahim bir hal alacak eminim bundan.

devam edebilmem için, aklıma biraz daha boş yer ver. flaş!

bir daha onu mahkum edemeyeceğimin farkındalığı o kadar ağır ki, göğsümde büyük bir basınç var. tüm bedenim uyuşuyor. sanki tüm iç organlarım dışarı çıkacakmış gibi içimde büyük bir genleşme var. bir gün içerisinde binlerce kez kalp krizi geçirdim. 

soru işareti mitoz bölünmeye başladı...

puzzle parçaları milyar farklı şekilde birleştirilebilir. yap-boz, zibilyon farklı şekilde yapılabilir.

olasılıklar evreni çok can yakıyor.

kızgın değilim, mutlu değilim, mutsuz değilim, umutsuz değilim, hayal kırıklığı içinde değilim, hiç bir ruh hali içerisinde değilim. ama aynı zamanda hepsinin içerisindeyim.

araftan kurtarmıştı ama kendi elleriyle teslim etti beni yeniden oraya...

Hiç yorum yok: